FİTNE – 5
(Şir’atül-islâm) şerhinde diyor ki, farzın yapılmasını, harâmdan sakınılmasını emr etmek, farz-ı kifâyedir. Sünnetin yapılmasını emr, mekrûhdan nehy, men’ etmek, sünnetdir. Harâm işlemekde olan, el ile men’ edilmez. Söz ile men’ edilir. Ya’nî, kötülüğü, zararı anlatılır. Harâm işlemeğe hâzırlanan, el ile men’ edilir. Söz ile, el ile nehy ederken, fitne, zarar çıkarmamak lâzımdır. Nehyin fâideli olacağını önceden bilmek lâzımdır. Zann-ı gâlib, ya’nî çok zan etmek de, bilmek demekdir. Hubb-u fillah, buğd-u fillah olmayınca, yapılan ibâdetlerin fâidesi olmaz. Emr-i ma’rûf özrsüz terk edilirse, düâlar kabûl olmaz. Hayr ve bereket kalmaz. Cihâdda ve müşkil işlerde zafer nasîb olmaz. Gizli işlenen günâh, bunu işleyene zarar verir. Açıkca işlenirse, herkese zararı dokunur. Bir kimsenin kötülemesi ile, bir insanı kötü bilmemelidir. Bir kimsenin kötülemesi gîbet olur. Bunu dinlemek de harâm olur. Bir insanın fâsık olduğu, iki âdil şâhidin, bunun bir münker işlediğini gördüklerini bildirmeleri ile veyâ kendi tecribesi ile anlaşılır.
– devamı var –