Şâh-ı Nakşibend Behaeddîn-i Buhârî “rahmetullahi aleyh” hazretleri buyurdu ki;
Nefsinizi dâimâ töhmet altında tutunuz ve ona uymayınız. Her kim bunda muvaffak olursa, Allahü teâlâ ona bu işinin mükâfâtını, karşılığını verir. Sâlih amel işlemeye muvaffak olur. Buna tahammül ve güç bulur. Yaptığı her işi Allahü teâlâ’nın rızâsı için yapmaya başlar. Bütün işlerde niyeti düzeltmek çok mühimdir.
(Namâz müminin mi’râcıdır) buyurulan hadîs-i şerifte, hakîkî namâzın derecelerine işâret vardır. Namâza duran kimsenin, iftitâh tekbîrini söylerken, Allahü teâlâ’nın azametini, büyüklüğünü düşünerek, hudû’ ve huşû’ hâlinde olması gerekir. Öyle ki, bu hâlini istiğrâk, (kendinden geçme) hâline eriştirmelidir. Bu sıfatın kemâl derecesi, Resûlullah’da “sallallahü aleyhi ve sellem” vardı. Rivâyet edilmiştir ki, Resûlullah efendimiz namâzda iken, mübârek göğsünden öyle bir ses gelirdi ki, bu ses, Medîne-i münevverenin dışından işitilirdi.
(Namâz müminin mi’râcıdır) buyurulan hadîs-i şerifte, hakîkî namâzın derecelerine işâret vardır. Namâza duran kimsenin, iftitâh tekbîrini söylerken, Allahü teâlâ’nın azametini, büyüklüğünü düşünerek, hudû’ ve huşû’ hâlinde olması gerekir. Öyle ki, bu hâlini istiğrâk, (kendinden geçme) hâline eriştirmelidir. Bu sıfatın kemâl derecesi, Resûlullah’da “sallallahü aleyhi ve sellem” vardı. Rivâyet edilmiştir ki, Resûlullah efendimiz namâzda iken, mübârek göğsünden öyle bir ses gelirdi ki, bu ses, Medîne-i münevverenin dışından işitilirdi.
Namâzda kalp huzûru nasıl elde edilir? diye sorulunca, buyurdu ki: Helâl lokma yemek ve yerken gaflet içinde olmamak, abdest alırken, iftitâh tekbirini söylerken, tam bir âgâhlık, gafletten uzak olma, uyanıklık içinde bulunmakla elde edilir.