Alâüddîn-i Attâr “rahmetullahi aleyh” hazretleri buyurdu ki;
Allahü teâlâ’nın velî kullarını her gün, iki günde bir kere görmek, bırakılmaması gereken sünnettir. Ancak, bu hususta edebi gözetmek lâzımdır.
Bir kimse susup duruyorsa, onun bu hâli, şu üç şeyden boş olmamalıdır:
1. Gönüle kötü duyguların girmesini önlemelidir.
2. Allahü teâlâ’yı sessiz zikr etmeyi sağlamalıdır.
3. Kalp hâllerini gözetmelidir.
Bir kimse susup duruyorsa, onun bu hâli, şu üç şeyden boş olmamalıdır:
1. Gönüle kötü duyguların girmesini önlemelidir.
2. Allahü teâlâ’yı sessiz zikr etmeyi sağlamalıdır.
3. Kalp hâllerini gözetmelidir.
Gönüle Allahü teâlâ’nın düşüncesinden başkasını koymamaya çalışmak zordur. O gönüle gelen şeyleri tamâmen atıp uzaklaşmak ise, mümkün değildir. Yirmi sene gönlüme bir şey koymamaya çalıştım. Sonra yine geldi. Geldi ama, gönlümde yer bulamadı. Amellerin en güzeli, gönülden geçenleri araştırmaktır. İyi mi geliyor, kötü mü geliyor bilmektir.
Allahü teâlâ’nın inâyeti ve Şâh-ı Nakşîbend Behâeddîn-i Buhârî “kuddise sirruh” hazretlerinin himmeti ile, müsâade edilseydi, bir nazarda bütün insanları vilâyet mertebesine kavuştururdum. En önce Allahü teâlâ’nın ezelî inâyetini görmek ve bundan ümitli olmak lâzımdır. Bundan bir ân gâfil kalmamalıdır. Dâimâ muhtaç olduğunu düşünmelidir. Allahü teâlânın küçük bir gadabını çok büyük görmeli, titremeli ve çok korkmalıdır.