Şirk, şirket kelimesinden türemiştir. Allahü teâlâya ortak koşmak demektir. Mekkeli müşriklerin yaptığı gibi put yaparak, ortak koşulur. Şimdi Hindistanda, Afrikada bir sürü putperetler var. Meselâ, Mekkeli müşrikler Allahın varlığını inkâr etmiyorlardı. Putlar bize, Allahü teâlâ ile aramızda şefâatcı diye bakıyorlardı. Yanî, tam müşrik oluyorlardı. Müslümân olduktan sonra da şirke düşme tehlikesi vardır. Ölünceye kadar bu tehlike hep vardır. Peygamber efendimizin “aleyhissalâtü vesselâm”, (Gizli şirkden sakınınız!) diye bir talimatı vardır. Eshâb-ı Kirâm, (Yâ Resûlallah! Bu gizli şirk nedir?) diye soruyor. (Riyâdır) buyuruyor. İbâdet yaparken, insanların medh-u senâları hoşa giderse, bu ibâdet Allah için değil, insanlar için yapılmış oldu. İnsanlar, Allahü teâlâya ortak koşulmuş oldu. Gizli şirk, buyuruluyor. Onun için çok uyanık ve dikkatli olmak lâzımdır. Bu sebepten dolayı, riyânın ne olduğunu da iyi okumak, iyi anlamak gerekir. Meselâ, Hakîkat Kitâbevinin yayınladığı (İslâm Ahlâkı) kitâbında, riyâ konusu Muhammed Hâdimî hazretlerinin (Berîka) kitâbından alınarak, konmuştur. Çok dikkatli bir şekilde okumamız gerekir.