Hayvan Hakları
Gördüğümüz hâlde sakınmadıysak elbette. Ama biz farkına varmadan köpek fırladı ve çarpıldı ise, orada bir kasd söz konusu değil, o zaman mesele olmaz.
Orda da çizgiyi geçmemek gerekir. Bunu kabul etmiyorum dersin. Ama sağındaki solundaki dükkânları yıkarak, yakarak, camlarını kırarak, bağırarak, küfrederek saldırmak anarşi olur.
O yakmak, bizim bildiğimiz ateşde yakmak değildir. İlâçla törpülüyorlar. Başka bir hayvanla kavga etmiş olsa, ona zarar vermeyecek duruma getiriyorlar. Câizdir.
Gerektiği zaman, gerektiği kadar izin verilmiş, ama dövmek değildir. Hayvanı belli yöne hareket ettirmek içindir.
Hayvanlar, Allahü teâlânın emir ve yasakları ile mükellef değiller. Bunu nereden çıkarmışlar? Hayvanlarda öyle bir şey yok, emir ve yasaklarla muhatap edilmemişlerdir. Emir ve yasaklara sadece insan ve cin muhatapdır. Emirleri yapmak, yasaklardan sakınmak da müslümânın vazifesidir, kâfirin değildir.
Câiz. Yanî keskin bir bıçakla hayvan kesilir. Meselâ, bazen atlarda bu olur. Bu hayvan acı, ızdırap çekiyor diye hemen kesiveriyorlar.
Uygun değildir. Kafese alışmış olan bazı hayvanlar var. Çatıda tutunca, yem veriliyor ve hayvan da gidip geliyorsa olur.
Tevbe, istiğfâr edeceğiz, bundan sonra daha dikkatli davranacağız.
O âlet, direkt olarak o sineği çekerek yakmıyor. Bir çekim sahası meydana getiriyor. O âletin yaydığı ışık bunları cezbediyor. Oraya yaklaşınca, oraya yapışmadan önce bunlar ölüyor. Yanî ateş yakarak ölmüyormuş. Yapışanlar oluyorsa da, öldükten sonradır. Dolayısıyla dînen bir mahzuru söz konusu değildir. Ateşte yakmak câiz değildir. Bu, ateşte yakmak değildir.
Caizdir. Suda boğmamak bir de ateşte yakmamak kaydı şartıyla, en süratli şekilde öldürmek caizdir, zehir de caizdir.
Rahatsız ediyor. O zaman bunu imha etmelidir. Haşerat cinsinden olanları, suda boğmamak, ateşte yakmamak kaydı şartıyla, en seri bir şekilde öldürmek caizdir.
Yavrularıyla birlikte başka yere alıp, götürülebilir. Yavrularından ayırmak ise olmaz.
Hayvan hakkından kurtulmak için tövbe istigfâr etmelidir. Ondan sonra yine hayvanlarla muâmele durumu söz konusu ise, hayvanlara iyi muâmele etmek gerekir. Başka yapılacak bir şey yok.
Kitaplarda açık, net bir ifade geçiyor; (Kafese alışmış hayvanları, kafeste beslemek caizdir). Kanarya, muhabbet kuşu gibi kafese alışık olanları kafeste beslemek caizdir. Çünkü dışarı bırakılırsa ölüme terk edilmiş olur. Akvaryumda balık beslemek ise, balığı hapis değildir. Balık zaten suda yaşar, mahzuru olmaz.
İnsan için [ölmüşse bile] sadaka verir, Kur'ân-ı kerîm okuyup, sevâbı ona gönderilebilir. Onun günâhlarının afvı için duâ edilebilir. Böyle yollar bildirilmiştir. Ama hayvan hakkı için çok tövbe istigfâr etmeli, tövbe nasîb olduktan sonra hayvanlara [haşerât cinsinden olsa bile] merhametle muâmele etmelidir. Yanî onlara eziyet etmemeli, zulmetmemelidir.
Can çekişmez. Onların ruhunu teslim etme durumu söz konusu olmaz. Acı çekebilir, o ayrı meseledir.
Hayvan hakları için tövbe istiğfar ederiz. Bundan sonra hayvanlara iyi muamele ederiz. Kur'ân-ı kerim okuduğumuz, sadaka verdiğimiz zaman bunların sevâplarını hak sâhiplerine hediye ederiz.
Orada hayvana eziyet edilmiyor.
Biz kazıyoruz. Maksadımız o mahlûklara eziyyet vermek, zulm etmek değildir. Bundan sakınmak mümkin değildir. Günâh olmaz.
Tabiî. Zahmet çekmeden, bıçakla kesilerek veyâ çok kuvvetli bir zehirle de öldürülebilir.
Fareler haşerat cinsindendir. Size böyle bir vazife verildi ise, dışarı salınırsa insanlara zarar verir diye düşünerek, öldürülebilir. Ama dînimiz, yakmamak ve suda boğmamak kaydı şartıyla diyor. Acı çekmeden, süratli bir şekilde, zillete düşürmeden öldürülmesine izin verilmiştir.
Elle de öldürülebilir. Sert bir cisimle de vurularak da öldürülebilir. Alıp, atılabilir de. Yalnız dînimiz, hayvanlara eziyyet edilerek, haşarat denilen, dînimizin öldürülmesine izin vermiş olduğu bu hayvanların zulm ederek öldürülmesine (yakarak ve suda boğarak) izin vermemiştir. Süratli, seri bir şekilde öldürmek evlâ olanıdır.
Avlanabilir. Ama bu zevk için değil de, yemek için yapılır.
Zâhiren sıkıntı içerisinde gördüğünüz huzurludur, öbürüsü huzursuzdur, onu bilemezsiniz. Huzur, Allahü teâlâya imândır, muhabbettir, hayvanlar için bu durum söz konusu değildir.
Biz arazîye bırakırız. Cenâb-ı Hak dilerse yaşarlar, dilemezse aynı şekilde başkalarına da yem olurlar.
Bundan sonra hayvanlara iyi muâmele eder, tevbe istiğfar edersiniz. Kâfir hakkı, müslimân hakkından daha önemlidir. Hayvan hakkı ise, kâfir hakkından da önemlidir.
Caiz değildir, günah olur. Hepsi için dahildir. Haşerat diye geçen, öldürülmesine izin verilenlerin yakarak, suda boğarak öldürülmesine izin yoktur.