Enver abim birgün buyurdular ki;
Enver abi İtalya’ya gitti bir buçuk sene Napoli’de gece gündüz çalıştı. Geldi Türkiye’ye artık doktor olacak.
Bir gün üniversiteden eve geldim. Baktım ki hocamız üzüntülü. Sana bir şey söylesem yapar mısın, buyurdular. Tabii efendim, Estagfirullah efendim ne demek, hemen dedim. “Üniversiteden ayrılır mısınız” buyurdular. “Bir gün hizmetlerimiz durabilir. Kitap satışları durabilir. Ama bir gazeteye ihtiyacımız var. Ne dersin.” Efendim dedim baş üstüne derhal. Ne oldu. Bunun için bir şerit değiştirdik, bir otoban değiştirdik. Yirmi senelik tahsil, üniversitede asistanlık hepsi bir tarafta kaldı. Neden? Çünki onunla bunun hiç alakası yok. İşte ölüm böyle, dünyadan ahirete gidiyorsun. Elhamdülillah ki namazı kıldım. Eğer namaz da kılmasaydım o bütün seneler simsiyah gelecekti önüme. Çok günah dolu gelecekti. Bir tek şey kaldı, Ya rabbi ben o sıkıntılı hallerde, o yümünlü zamanlarda namazımı kıldım. Helada kıldım, yani bir dakika duramayacağınız yerlerde namaz kıldım. Yabancı memleketde zor namaz kılmak. Ama kıldık elhamdülillah.
Gazete kurulacağı zaman mübarekler bazı abileri topladılar, böyle bir gazete çıkarmamız lazım, ne diyorsunuz dediler. Bazı abiler, bu ağır bir yüktür, bizim becerebileceğimiz bir iş değildir dediler. Mübarekler, Mahmut abi ile ikimize, siz ikiniz kalın, diğerleri çıksın buyurdular. Mübarekler buyurdular ki; o gün sizin iki dudağınızın arasına baktım, eğer hayır deseydiniz vazgeçecektim buyurdular. Sonra buyurdular ki; bütün hizmetler Enver’in sayesindedir. Herkesin sevaplarının aynısı ona gitmektedir. İşi hiç bilmiyorum. Mahmut abi ile çıktık yola. Herkes böyle bir iş yapacağı zaman fizibilite yapıyorlar, paralarını hazırlıyorlar, işi bilenlerle yola çıkıyorlar. Biz ise hem işi bilmiyoruz hem de paramız yok.
Mübarekler, Gazetenin başına geçer misin, dediler. Efendim, derhal dedim. Gittim dilekçeyi verdim o gün. Profesör ayaklandı. Dekan kızdı, 3 ay sonra doktor olacaksın, deli misin sen dedi. O gün bitti iş. Bütün üniversite hayatım… İtalya… Hepsi atıldı. Ertesi gün, ne yaptınız diye sordular. O iş bitti efendim dedim. Üç ay daha devam edeyim deseydim hayır demezlerdi, ama bugünlere gelinemezdi. Bir, peki o doktoradan vazgeçtik, bir çok doktora geldi. Allahıma sonsuz defa sonsuz hamd ediyorum ki, mübâreklere demedim ki, 3 ay sonra doktora imtihanı var, ondan sonra olur mu, diye. Allah bizi korudu. Sonra ne oldu ama şanla şerefle doktor yaptılar. Hem de ne doktorluk.
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu