Allahü teâlâya hamd olsun! Onun sevgili Peygamberine bizden düâlar ve selâmlar olsun. Bir kul, ibâdet ederken, bu ibâdetde bulunan her güzelliği ve iyiliği Allahü teâlâdan bilmelidir! Çünki, Onun güzel terbiye etmesinden ve ihsânındandır. İbâdetde kusûr ve aşağılık bulunursa, bunların hepsi kuldan gelmekdedir. Kulun özünde bulunan kötülükden hâsıl olmakdadır. Hiçbir kusûru, aşağılığı Hak teâlâdan bilmemelidir. O makâmda, yalnız iyilik, güzellik ve kemâl vardır. Bunun gibi, bu âlemde bulunan her güzellik ve üstünlük Allahü teâlâdandır. Her kötülük ve aşağılık da, mahlûklardandır. Çünki mahlûkların aslı, özü ademdir. (Adem) de, her kötülüğün ve aşağılığın başlangıcıdır. [(Adem), yokluk demekdir.]
(Sübhânallahi ve bi-hamdihi) güzel kelimesi, bu iki şeyi açıkca bildirmekdedir. Hak teâlânın tenzîhini ve takdîsini ya’nî Ona yakışmayan aşağılıklardan ve kötülüklerden uzak olduğunu çok güzel bildirmekdedir. Bu güzel kelime, şükr yapmağı, hamd etmekle bildirmekdedir. Çünki hamd, her şükrün başıdır. Hak teâlânın güzel sıfatlarına ve işlerine ve bütün ni’metlerine ve büyük ihsânlarına hamd kelimesi ile şükr edilmekdedir. Bunun içindir ki, hadîs-i şerîfde, (Bir kimse, bu güzel kelimeyi gündüz veyâ gece, yüz kerre söylerse, o gün veyâ o gece, hiç kimse onun kadar sevâb kazanamaz. Ancak onun gibi söyliyen kazanır) buyuruldu. Başkalarının ibâdeti, onunla nasıl bir olabilir ki, o kimse, bu güzel kelimenin son parçası ile, bütün iyiliklerin ve ibâdetlerin şükrünü yapmış olmakdadır. Bu güzel kelimenin baş tarafı ise, ayrıca Hak teâlâyı kötülüklerden ve aşağılıklardan tenzîh ve takdîs etmekdedir. O hâlde, bu güzel kelimeyi her gün ve her gece yüz kerre okumalıyız! İnsanları iyi işleri yapmağa, ancak Allahü teâlâ kavuşdurur.