Enver abim buyurdular ki;
Mübarekler buyurdular ki; Hızır ‘aleyhisselam’, Abdülhalık Goncdüvani hazretlerinin kalbine havuzda zikir telkin ediyormuş. Efendim, bunu bana Efendi hazretleri anlattılar. Efendi hazretleri ile denize gittik, el ele tutuştuk, Efendi hazretleri orada İza zülziletil âyet-i kerimesini tefsir ettiler. Efendi hazretlerinin elini öpenin elinden, bin sene feyz gitmez. Mesela, Sedat beyin elinden bin sene feyz gitmez; çünki Efendi hazretlerinin elini öpmüştür. Biz de öptük kardeşim.
Mübarekler buyurdular ki; Cömertlik, vermek değildir. Cömertlik, Allah için vermektir. Verir; ama nefsi için verir, meşhur olmak için verir, ismi yazılsın der. Bunların hiç faydası yoktur. Onun için, cömertlik çok kıymetli bir ahlâktır. Verdiğini Allah için verenlere cömert denir. Az versin çok versin; ama yeter ki Allah için versin. O halde hepimiz hayatımızda, her ne iş yaparsak yapalım, her ne söylersek söyleyelim, her ne dinlersek dinleyelim, ya Allah rızası için ya nefsimiz içindir. Yani, ibre her konuda bir sağa bir sola gidiyor. Vefat edene kadar artılar eksiler yazılıyor. Allah için olanlar artı, nefsimiz için olanlar eksi. Oradaki ibre nereye götürürse oraya gideceğiz.
ali zeki osmanağaoğlu