Enver abim buyurdular ki;
İmam-ı Malik “rahmetullahi aleyh” hazretlerine birini methediyorlardı. ” O, bir aylık konuşmayı bir günde bitirir” buyurdular. İmam-ı Gazali “rahmetullahi aleyh” hazretleri de bu konuda; “kulaklar dışarıda ve iki tanedir, dil ise dişler ve dudaklar arkasında iki kilit altındadır”, buyurmuşlar. Susanın, âlim yanında ilmi, cahil yanında sabrı artar. Dil; kendisi küçük, cürmü ve taati büyüktür. Kralın biri bir gün ava çıkmış. Yorulunca dinlenmek için bir ağacın altına oturmuş. Tam o sırada güzel bir kuş gelip o ağacın dalına konup ötmeye başlamış. O gün hiç avlanamayan kral, okunu çıkarıp yayını geriyor, nişan alıp o küçücük kuşu vuruyor. Yanındakiler bu işe taaccüp edip sebebini sorunca: “Diline sahip çıksaydı başına bu hadise gelmezdi” diyor.
Hocamız buyurdular ki; Bir gün Benim Dinim isminde, şiir şeklinde bir din kitabı dağıtıldı. O kitabı aldım, Efendi hazretlerine götürdüm. Efendi hazretlerine okumaya başladım, mübarek, baştan sona dinledi, devam et, buyurdu. Kitap bitti. Efendi hazretleri buyurdular ki; Bir tek harf bile yanlış değil, hepsi doğru. Ama kim okursa zehirlenir. Onun yazarı habistir, o satırlardan lağım gibi kötü kokular geliyor. Sakın Hilmi, bunu bir daha okuma. Yak, başkası zehirlenmesin. Okuyanın kalbi hemen kararıyor. Kalbi karardı mı, önce haramlar, sonra küfür kokar. Kalp karardı mı, haramlar tatlı gelmeğe başlar.
ali zeki osmanağaoğlu