TÛL-İ EMEL – 2
Tûl-i emelin sebebleri, dünyâ zevklerine düşkün olmak ve ölümü unutmak ve sıhhatine, gençliğine aldanmakdır. Tûl-i emel hastalığından kurtulmak için, bu sebebleri yok etmek lâzımdır. Ölümün her an geleceğini düşünmelidir. Sıhhatin, gençliğin ölüme mâni’ olmadıklarını unutmamalıdır. Çocuklardaki ve gençlerdeki ölüm sayısının yaşlılardaki ölüm sayısından çok olduğunu istatistikler göstermekdedir. Çok hastaların iyi olup yaşadıkları, çok sağlam kişilerin çabuk öldükleri her zemân görülmekdedir.
Tûl-i emel sâhibi olmanın zararlarını ve ölümü hâtırlamanın fâidelerini öğrenmelidir. Hadîs-i şerîfde, (Ölümü çok hâtırlayınız. Onu hâtırlamak, insanı günâh işlemekden korur ve âhırete zararlı olan şeylerden sakınmağa sebeb olur) buyuruldu. Eshâb-ı kirâmdan Bera’ bin Âzib “radıyallahü teâlâ anh” diyor ki, bir cenâzeyi götürdük. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, kabr başına oturdu. Ağlamağa başladı. Mubârek gözyaşları toprağa damladı. Sonra, (Ey kardeşlerim! Hepiniz buna hâzırlanınız) buyurdu. Ömer bin Abdül’azîz “rahime-hullahü teâlâ”, bir âlimi görünce, nasîhat istedi. O da, şimdi halîfesin, istediğin gibi emr edersin. Yarın öleceksin, dedi. Biraz dahâ söyle deyince, Âdem aleyhisselâma kadar, bütün dedelerin ölümü tatdı. Şimdi sıra sana geldi, dedi. Halîfe, uzun zemân ağladı.
– devamı var –